Neşet Ertaş Sözleri
Değerli Halk Ozanı Neşet Ertaş (Bozkırın Tezenesi) 1938 yılında Kırşehir’in Kırtıllar Köyünde doğmuş ve 25 Eylül 2012’de İzmir’de ölmüştür.
Neşet Ertaş’ın Ağzından :
“Beni 6 yaşındayken zille başlattı babam. Hem köçeklik yapardım, hem zil çalardım. Darbuka da çalardım. Babam saz çalardı, ben onun yanında saz çalamazdım. Abim keman çalıyordu, ben de cümbüşe başladım.”
Zahide Türküsü’nün Hikayesi,
”Biz dedelerimizden beri düğünlerde çalıp söyleriz. 13-14 yaşındayken bizim Kırşehir’in Çiçekdağı kazasının bir köyündeki düğünde elime bir şiir yazılı kağıt verdiler. Sonradan öğrendiğime göre öksüz bir çocuk yazmış bu şiiri. Bu öksüz çocuğu bir aile evine almış, o da o evin kızına aşık olmuş. Kızın adı Zahide imiş. Çocuk askere gidince kızı başkasına vermişler. Ben bu dörtlükleri düzelttim, 45 yıl önce plağa okudum”
Neredesin Sen Türküsünün Hikayesi,
“1960’lı yıllarda TRT sanatçılarıyla Almanya’ya gitmiştim. Otomobilim vardı ama ne ehliyetim vardı, ne de kullanmayı biliyordum. Bazıları dönünce mecburen ben kullandım otomobili. Dönüşte kaza yaptık. Beni cezaevine koydular. Üç ay hapis yattım. Kağıt-kalem de vermiyorlardı. Bu türkünün sözlerini sigara kağıtlarının üzerine kibrit çöpünün barutlu kısmını tükürükle ıslatarak yazdım.”
Neredesin Sen
Şu garip halimden bilen işveli nazlı,
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen.
Tatlı dillim güler yüzlüm ve ceylan gözlüm,
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen.
Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor,
Hiç bir tabib şu yarama merhem olmuyor.
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor,
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen.
Acem Kızı
Çırpınıp da Şanova’ya çıkınca
Eğlen Şanova’da kal Acem kızı
Uğrun uğrun kaş altından bakarken
Can telef ediyor, gül Acem kızı
Gül Acem kızı Seni seven, seven oğlan
Oğlan, neylesin malı
Yumdukça gözünden döker mercanı
Burnu fındık, ağzı kahve fincanı
Şeker mi? şerbet mi?
Bal Acem kızı, bal Acem kızı
Ah Yalan Dünya
Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın,
Bende gülemedim yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlu mu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada.
Ah yalan dünyada,yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Sen ağladın canım ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım, boş yere kandım
irengi gözümde solan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Bilirim sevdiğim kusurun yoğdu
Sana karşı benim hayalim çoğdu
Felek bulut oldu üstüme yağdı
Yaşları gözüme dolan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı
Garip bülbül gibi feryadım kaldı
Alamadım eyvah muradım kaldı
Ben gidip ellere kalan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Mühür Gözlüm
Mühür gözlüm seni elden
Sakınırım, kıskanırım
Uçan kuştan, esen yelden
Sakınırım, kıskanırım
Havadaki turnalardan
Su içtiğin kurnalardan
Yerdeki karıncalardan
Sakınırım, kıskanırım
Kesik Çayır
Kesik çayır biçilir mi
Soğuk sular içilir mi
Bana yardan geçti derler
Seven yardan geçilir mi
Aman desinler desinler şeker yesinler
Şu kız şu oğlana yanmış desinler
Ankara’nın tren yolu
Gahi doğru gahi eğri
Canım benim anadolu
Gideyim mi senden gayri
Suya giden yorulur mu
Su yolunda durulur mu
Gel beraber gezelim
Anan baban darılır mı
İsmini duyunca bile duygu deyişikligi yaratan az sayıda ozanlarımızın başında gelir Neşat Ertaş.
Bugüne kadar size dokunmadı, hayatınıza girmediyse şimdi tam zamanı.